M.Ö. 7. yüzyılda kurulan Side, M.Ö. 6. yüzyılda Lidya Krallığı'nın egemenliği altına girdi. M.Ö. 334 yılında Büyük İskender'i ağırlayan şehir, ölümünden sonra çeşitli Helenistik hükümdarlar tarafından yönetildi.

Bölge Pergamon Krallığı, Roma İmparatorluğu ve Bizans İmparatorluğu tarafından yönetildi. 20. yüzyılın başlarında, Selimiye köyü Giritli göçmenler tarafından antik kentin kalıntıları üzerine kuruldu.

Side, antik tiyatro, çeşmeler, su kemerleri, hastaneler, sütunlu caddeler, hamamlar ve tapınaklar da dahil olmak üzere çok sayıda tarihi yapıya sahiptir. Agora Hamamı'nda bulunan Side Müzesi, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait eserleri sergilemektedir.

Ticaret ve liman kenti Side'deki antik tiyatro, büyüleyici süslemelerle süslenmiş üç katlı sahne binasıyla dikkat çekici bir yapıdır. Helenistik tasarımı Roma inşaat teknikleriyle birleştirir.

Özellikle oturma sıralarının bir kısmının kemer ve tonozlarla yapay olarak oluşturulmuş bir eğim üzerine yerleştirilmesi dikkat çekici olup, Anadolu'da mimari açıdan tek örnektir.

Side'ye gittiğinizde antik kentle özdeşleşmiş Apollon Tapınağı ve hemen yakınındaki Athena Tapınağı'nı görmeden burayı görmüş sayılmazsınız.

Kentin sütunlu caddesinin sonunda, antik limanın hemen girişinde yer alan tapınaklar, Roma Barışı olarak bilinen dönemde Side'nin baş tanrı ve tanrıçası adına inşa edilmiş.

Apollon Tapınağı'nı ziyaret ettiğinizde mümkünse gün batımını yakalamaya çalışın. Güneş tapınak sütunlarının arkasında kaybolurken Akdeniz'in en romantik manzarasıyla karşılaştığınızı fark edeceksiniz.