SANAT

SANATLAR

Castival Hotel'deki Başyapıtları Keşfedin

Sanatın her köşesinde geliştiği Castival Hotel'e hoş geldiniz. Yetenekli sanatçıların özenle seçilmiş şaheser koleksiyonunu gururla sergiliyor ve sürükleyici bir deneyim yaratıyoruz. Her biri benzersiz bir hikayeye ve yaratıcının tutkusuna sahip çeşitli sanat eserlerini keşfetmek için zarif mekanlarımızda gezinin.

Tahir Onur Bektaş: Sanat ve Yaratıcılık Hikayesi

23 Nisan 1991'de İstanbul'un Kartal semtinde dünyaya geldim. Eğitimimi tutkumu takip edebileceğim bir alanda şekillendirmek amacıyla İstanbul Bilgi Üniversitesi Sinema ve Televizyon Bölümü'ne kaydoldum.


Mezun olduktan sonra, 2010'dan 2019'a kadar çeşitli film setlerinde asistan olarak çalışarak sektördeki yolculuğuma başladım. Film yapımcılığı dünyasında edindiğim deneyimler sayesinde, 2022'de reklam yönetmenliğine girme fırsatını yakaladım. Bu dönem sadece projeleri yönetmekle kalmadı, aynı zamanda yaratıcı düşünce ve yönetim becerilerimi geliştirmeme de olanak tanıdı.

2021 itibarıyla Castival Hotel'in marka müdürü rolünü üstlendim ve bu görevi bugün de sürdürüyorum. Castival Hotel benim için sadece bir konaklama yeri değil; bir sanat eseri. Tasarım ve film prodüksiyon süreçlerinde yer alarak, bu alanın sadece bir otel olmaktan öteye geçme potansiyeline sahip olduğuna inanıyorum.


Bugün, Türkiye'nin Antalya kentinde otellerin camilerin, kiliselerin ve katedrallerin yerini aldığına inanıyorum. Rönesans döneminde insanlar katedrallerde ve kiliselerde sanat yaratırken, artık oteller bu yaratıcılığa ev sahipliği yapma potansiyeline sahip. Bu geniş alanları finanse eden sahipler, Castival Hotel gibi sanat amacına hizmet eden benzersiz mekanlar aracılığıyla sanat yolları yaratıyorlar.


Otelin içindeki eserler Castival'i adeta bir sanat galerisine dönüştürdü, her bir parça eşsiz bir şekilde katkıda bulunuyor. Bu eşsiz atmosferin bir parçası olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Castival Hotel konuklarına sadece konforlu bir konaklama imkanı sunmakla kalmıyor, aynı zamanda bir sanat eseri olarak benzersiz bir deneyim de sunuyor.


Bu yolculuk, hayallerimi gerçeğe dönüştürme yolunda attığım önemli adımlardan sadece biri. Gelecekte, sanat ve yaratıcılığa dalmış kalmayı, benzersiz projelere imza atmayı ve her an yeni bir şeyler öğrenmeye devam etmeyi hedefliyorum. Yaratıcı enerjiyle dolu bu maceranın bir parçası olmaktan gurur duyuyorum ve geleceğin neler getireceğini merakla bekliyorum.

Emmanuel Jarus: Duvarlara Dünya Hikayeleri Çiziyor

Merak ve Bilgelik: Genç Aristoteles'in Portresi

İlk duvar resmi, ünlü sanatçı Emmanuel Jarus tarafından ustalıkla boyanmış, insan zekası ve merakının büyüleyici hikayesini ortaya koyuyor. Bu muhteşem sanat eseri, gözleri bilgelik ve sınırsız merakla dolu genç bir Aristoteles'in canlı bir portresini tasvir ediyor ve izleyicileri tomurcuklanan bir filozofun iç dünyasına bir yolculuğa çıkmaya davet ediyor. Jarus, her usta fırça darbesiyle bizi bilgeliğin başlangıcına götürüyor ve entelektüel tarihin gidişatını silinmez bir şekilde şekillendiren o derin anları yakalıyor. Bu duvar resmi yalnızca Jarus'un sanatsal yeteneğine bir tanıklık olarak değil, aynı zamanda bilginin henüz emekleme aşamasında olduğu bir döneme açılan bir pencere olarak hizmet ediyor ve değerli konuklarımızı insan keşfinin ve anlayışının özünü düşünmeye çağırıyor.

Bilginin Ayartılması: Havva'nın Kaderi Çarpıcı bir tezatla, ikinci duvar resmi bizi insanlık tarihindeki önemli bir ana, bilgi arayışının varoluşumuzun gidişatını sonsuza dek değiştirdiği bir ana büyüleyici bir yolculuğa çıkarıyor. Bu büyüleyici sanat eseri, Havva'nın elmayı ısırmasının sonrasını canlı bir şekilde tasvir ediyor. Bu şaheserdeki yüz ifadesi, doymak bilmez bir bilgi açlığıyla iç içe geçmiş o önemli anın coşkusunu yansıtıyor. Emmanuel Jarus, bilgelik ve aydınlanma susuzluğumuzun kök saldığı insan evriminde bir dönüm noktasını simgeleyen bu ikonik olaya olağanüstü bir saygı duruşunda bulunuyor. Duvar resmi bizi, merak ve amansız bilgi arayışının sıklıkla varoluşumuzu şekillendiren sonuçlarla iç içe geçtiği insan doğasının ikiliğini düşünmeye davet ediyor.


Tarih ve Felsefenin Zamansız Füzyonu Ünlü sanatçı Emmanuel Jarus tarafından yaratılan bu muhteşem sanat eserlerinin ikisi de artık otelimizin duvarlarını süslüyor ve zaman ve mekanı aşan olağanüstü bir hikaye örüyor. Bu şaheserlere baktığımızda, tarih ve felsefe arasındaki derin bağlantıyı hatırlarız. Değerli konuklarımızı zamanın yıllıkları ve insan ruhunun derinlikleri boyunca aşkın bir yolculuğa davet ediyorlar. Emmanuel Jarus'un eserleri sadece resimden ibaret değil; insanlığın olağanüstü ve sürekli gelişen hikayesinin özünün derin bir yansımasıdır. Geçmiş ile şimdi arasında bir köprü görevi görerek, onlarla karşılaşan herkesi bilgelik arayışı ve insan düşüncesinin evrimi üzerine düşünmeye teşvik ediyorlar.

The Star Tribute: Güney Afrika'dan Il Divo

Orijinal çok uluslu klasik crossover grubu Il Divo'ya bir saygı duruşu olarak, Güney Afrika topluluğu müzikal ustalığın bir sembolü olarak ortaya çıktı. Çeşitli bölgelerden gelen, KwaZulu-Natal, Durban'dan Soprano Magret "Dorh" Mfayela ve Doğu Cape, Uitenhage'den iki tenor Tana Stokwe ve Doğu Cape, Port Elizabeth'ten Lebohang Motumi, 2023 yazında Türkiye'de çok sayıda ödül kazanmış bir şirket olan Rainbow Entertainment'ın bayrağı altında güçlerini birleştirdi.

castival hotel animations

Güney Afrika Il Divo, klasik geçişli opera, pop ve parti şarkıları da dahil olmak üzere çeşitli türlerde yer almaktadır. Zanaatlarıyla gurur duyan grup, repertuarlarını Master KG ve Nomcebo'nun "Jerusalem" gibi uluslararası alanda beğenilen şarkılarla zenginleştirerek yükseltmektedir. Bu profesyonel opera sanatçıları, Castival Hotel sahnesini onurlandırarak misafirleri için sonsuz anılar yaratmıştır.


Bu müzikal yolculukta Il Divo Güney Afrika, Times Dergisi için ilham verici bir hikaye örüyor. Sanatsal yetenekleri, sahne varlıkları ve uluslararası ödüllerle dolu repertuvarları Il Divo'nun mirasına yeni bir hayat veriyor ve izleyicilere unutulmaz anlar yaşatıyor.

Marina Kusraeva: Tuvalde Denizin Şiirsel Özünü ve Castival Oteli'nin Büyüleyici Manzarasını Yakalayan Ünlü Rus Sanatçı

Castival Hotel, muhteşem sanat eserlerinde denizin özünü yakalayan ünlü Rus sanatçı Marina Kusraeva'nın yaratıcı dehasına gururla ev sahipliği yapıyor. Sanatın dans ettiği ve hayal gücünün tuvallere resim yaptığı diyarda, Marina Kusraeva olağanüstü kreasyonlarıyla denizi hayata geçiren bir yıldız olarak ortaya çıkıyor.


Özel Üye Marina Kusraeva, 2020'den beri Rusya Deniz Ressamları Derneği'nin (РАХМ) bir üyesidir ve bu, onun denizcilik dünyasıyla olan derin bağlantısını göstermektedir. Bu bağlılık, onun dehasının kısa bir sürede nasıl parlak bir şekilde parladığının bir kanıtıdır.

On İki Yıldan Fazla Uzmanlık Marina, on yıldan fazla bir süredir deneyimli bir sanatçının ustalığıyla yağlıboya resim sanatını icra ediyor. Büyüleyici yolculuğu 12 yıl önce başladı ve o zamandan beri vizyonlarını ustalıkla tuvale aktarmaya devam ediyor.


Bir Rehber ve İlham Kaynağı Marina'nın sanata olan tutkusu kendi zanaatının ötesine uzanıyor ve 2018'den beri hem fiziksel sınıflarda hem de dijital alemde genç sanatçılara yol gösteriyor. Öğretileri birçok kişinin yeteneğini besledi ve yaratıcılığın tohumlarını her yere saçtı.


Küresel Bir Sahne Marina'nın sanatı sınırları aşarak çok sayıda Rus ve uluslararası serginin sahnelerini süslüyor. Eserleri tek bir mekanla sınırlı değil; küresel bir yaratıcılık senfonisinin yansıması. Marina'nın adı Rusya, ABD, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, Çin, BAE, Belçika ve daha birçok ülkedeki sanat çevrelerinde yankılanıyor.


Prestige Resident Dubai ve Amerika Birleşik Devletleri'nin kalbinde, üç seçkin galeri Marina Kusraeva'nın sanat eserlerini gururla sergiliyor. Eserleri duvarları süslüyor ve onları gören herkeste büyüleyici bir etki bırakıyor. Bu galerilerde, cazibesinin bir kanıtı olarak saygın bir yerleşik sanatçı haline geldi.


Hayranlarla Dolu Bir Dünya Marina'nın sanatı sınır tanımıyor ve eserleri birçok ülkede yuva buldu, her parça onun ruhunu yansıtıyor ve dünyaya bir armağan sunuyor. Rusya, ABD, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, Çin, BAE, Belçika ve daha fazlası Marina'nın sanatının büyüsüne kapıldı.


Marina Kusraeva'nın dünyasında deniz sadece bir konu değil; sonsuz bir ilham kaynağıdır. Sanatıyla bizi dalgaların konuştuğu ve ufukların sırları fısıldadığı şiirsel bir yolculuğa davet ediyor. Denizin şiirsel senfonisinin büyücüsü Marina Kusraeva sizi hayal gücünün derinliklerinde kaybolmaya davet ediyor. Castival Hotel'in büyüleyici manzarası, Marina'nın sanatının büyüleyici yansımalarından sadece biri. Gün batımının bu eşsiz tuvali ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim sunuyor.

Tuğba Güney:  Aesthetic Touch in Alanya

Tua Tasarım İç Mekanlar

2018 yılında Alanya'da kurduğum Tua Design Interiors, konut, restoran, villa, otel, ofis ve ticari projelerde hizmet veriyor. Günlük yaşamdan, sanattan, kültürden ve kültürlerarası etkileşimlerden izler taşıyan çalışmalara imza atıyorum.


Manifestom, geleneksel olanı benimseyip farklılaşmak, deneysel bakış açımı merkeze koymak, hikayeleri olan mekanlar yaratmak ve sezgisel mimari oluşturmak etrafında dönüyor. Temel işlevlere yanıt veren, insanı evinde hissettiren ve gelişen ihtiyaçlara paralel olarak değişime ve dönüşüme açık mekanlar, dekorasyon yaklaşımımın temel unsurlarıdır. Castival'i bu konfor felsefesini aklımda tutarak tasarladım.

Castival benim için bir sanat evi. Otelin her köşesinde sizi bir sanat eseri karşılıyor. Tasarımlarımda bu sanat eserlerini öne çıkaran bir denge kurmaya çalışıyorum.


Bu sanat evinde büyüyen ailenin bir parçası olmak, her projeye ayrı bir heyecan ve istekle başlamak benim için paha biçilmez bir deneyim.


Castival: Sanat ve Konforun Birleştiği Yer: 2018 yılında Alanya'da doğan Tua Design Interiors, konut, restoran, villa, otel, ofis ve ticari projelerde hizmet sunan benzersiz bir estetik bakış açısı stüdyosudur. Günlük yaşamdan, sanattan ve kültürden ilham alan bu tasarım stüdyosu, kalıcı bir izlenim bırakan projelere imza atıyor.


"Farklılaşmak için geleneksel olanı kucaklamak, deneysel bakış açımı merkeze koymak, hikayeleri olan mekanlar yaratmak ve sezgisel mimari oluşturmak" şeklinde özetlenen bir manifestoyla Tua Design Interiors, tasarım dünyasına kendi benzersiz bakış açısını katıyor. Sadece estetiğe odaklanmakla kalmayıp aynı zamanda temel işlevlere de yanıt veren kullanıcı dostu mekanlar yaratma tasarım ilkesi, stüdyonun dekorasyon prensiplerinin temelini oluşturuyor.


Castival: Sanat ve Konforun Buluştuğu Bir Ev: Tua Design Interiors'ın öne çıkan projelerinden biri, adeta bir sanat evi gibi davranan Castival. Otelin her köşesi ziyaretçileri bir sanat eseriyle karşılıyor. Tasarımın sahibi, bu sanat eserlerini vurgulayarak mekanları sanat galerilerine dönüştürmeyi amaçlıyor.


"Castival benim için bir sanat evi. Bu sanat evinde büyüyen bir ailenin parçası olmak, her projeye ayrı bir heyecan ve istekle başlamak anlamına geliyor," diyor tasarımcı ve her projenin paha biçilmez bir deneyim olduğunu vurguluyor.


Tua Design Interiors, Alanya'nın estetik dokusuna kattığı değerle, mekanları sanatla harmanlayarak kullanıcılarına evlerinde sadece bir yer değil, bir deneyim bulma fırsatı sunuyor. Bu tasarım stüdyosu, gelecekteki projelerinde estetik ve işlevselliği sunmaya devam etmeyi, mekanları sadece yaşanılan yerler değil, hissedilen sanat eserleri haline getirmeyi hedefliyor.

Ressam Gülşah Bulut: Sanat ve Yenilikçiliğin Birleşimi

1989'da canlı Elazığ şehrinde doğan Gülşah Bulut, sanatsal ifadenin sınırsız potansiyelinin bir kanıtı olarak duruyor. Akdeniz Üniversitesi ve Beykoz Üniversitesi'nde iç mimarlık alanında akademik çalışmalarla zenginleşen yolculuğu, sanat dünyasında dikkat çekici bir kariyere giden yolu açtı.


Vizyoner Bir Füzyon Gülşah Bulut'un sanatsal yolculuğu, eklektik etkiler ve modernizmin büyüleyici bir füzyonudur. Onun ellerinde gelenek ve yenilik uyumlu bir şekilde bir arada var olur ve tamamen kendisine ait olan benzersiz ve ayırt edici bir stil ortaya çıkarır. Çalışmaları, geleneksel sınırları aşarak yaratıcılığın keşfedilmemiş bölgelerini keşfetmeye cesaret eder.

Mükemmelliğe Odaklanma Otellerin, restoranların ve villaların sürükleyici sanat eserlerine dönüştürülmesinde uzmanlaşan Gülşah Bulut, iç mekan tasarımı alanında öncü bir güç olarak ortaya çıktı. Yarattıkları mekanlara hayat veriyor, içeri giren herkesi büyüleyen bir karakter ve amaç duygusu aşılıyor.


Ayrıcalıklı Bir Portföy Gülşah Bulut'un portföyü, mükemmelliğe olan sarsılmaz bağlılığının bir kanıtıdır. Fırça darbeleri sayısız kuruluşta silinmez bir iz bırakarak onları estetik ihtişamın yeni zirvelerine taşımıştır. Her darbede, salt tasarımın ötesine geçen bir anlatı örerek hikayeler anlatan ve duyguları uyandıran ortamlar yaratır.


Olasılıkların Geleceği Gülşah Bulut, iç mekan tasarımı dünyasını şekillendirmeye devam ederken, geleceği sonsuz olasılıklarla dolu bir tuvaldir. Yaratıcılığın sınırlarını zorlamaya olan bağlılığı, çalışmalarının yenilikçiliğin ön saflarında kalmasını ve başkalarına sanatsal ifadenin sınırsız ufuklarını keşfetmeleri için ilham vermesini sağlar. Sanat dünyasında Gülşah Bulut, sıradanlığın ötesinde hayal kurmaya cesaret eden bir öncü, vizyon sahibidir. Her yaratımıyla, zamanın ötesine geçen bir şaheser çizer ve tasarım tuvalinde silinmez bir iz bırakır. Adı mükemmellikle eş anlamlıdır, çalışmaları sanatsal yeniliğin kalıcı gücünün bir kanıtıdır.

Anderson Lemes

Ünlü bir Brezilyalı plastik ve grafiti sanatçısıdır. Kendi kendini yetiştirmiş, Plastik Sanatlar Sanat Eğitimi ve Becerileri alanında mezun olmuştur. 23 Temmuz 1932'de Assis - SP'de doğmuştur. "Alemão" olarak bilinen kişi, yalnızca Brezilyalı bir yerel sanatçı değildir. Eserleri dünya çapında 50'den fazla sergide (kolektif ve bireysel) sergilenmiştir ve İsveç, Fransa, Almanya, Portekiz, İrlanda, Arjantin, Şili, Meksika, Japonya, Amerika Birleşik Devletleri, İtalya, Hollanda, Avusturya, Brezilya, Kanada, İspanya, Türkiye ve daha birçok ülkede bulunmaktadır...

castival hotel arts

...eserleri günümüzde Brezilya'da ve yurtdışında birçok prestijli galerinin koleksiyonunun bir parçasıdır. Brezilya'da Carlos Gomes Madalyası ve Brezilya Bilim Akademisi'nin ödülü gibi önemli akademik ödüller kazanmıştır. Güzel hikayesinin bir takdiri olarak eserleri Paris'teki Louvre'da iki kez sergilenmiştir. Alemão bir yazardır ve eserleri, kendisini toplum için görünmez bir insan olarak gören ve görünmez karakterler yaratan disleksili bir kişi olarak yaşam deneyimini yansıtır. Tarzı eğlenceli ve gerçeküstüdür. Yaratmadaki rahatlığı, iç dünyasından karakterler yaratmasını sağlar ve bunun sonuçları tamamen inanılmazdır. Tüm bu yaratıcılık, dünyanın dört bir yanındaki koleksiyoncuların dikkatini çekerek 1100'den fazla benzersiz ve özel sanat eseri yaratmış ve bunların 350'si İtalya'daki bir koleksiyoncu için yapılmıştır. Kişi ve sanatçı arasındaki bu ayrılmaz karışım, Anderson'un dünya üzerindeki imzası olan Alemão Sanatı olarak, ekranlar, duvarlar ve sosyal çalışmalar arasında tercüme edilmiştir.


Şiirsel

Görsel şiirselliğimde insan varoluşu hakkında düşünme fırsatı sundum. Çalışmalarım sokak duvarlarına grafiti çizme eylemiyle başladı ve evrenselliğiyle dünyayı harekete geçirdi. Yerel bir algıyı evrensel bir duyguya dönüştürdüm. Büyülü ve düşsel bisikletler süren karakterlerimin lirizmi, bizi insan yapan arzulanan özgürlüğe atıfta bulunur. Herkes dünyanın yollarında engeller olmadan bisiklet sürmek ister. Sanatlarım bu olasılığı, rengin çok önemli bir rol oynadığı bir estetiğin içine getirir.


"Sanat benim bir kolum, başım, yüreğim gibi, varlığımın bir uzantısıdır."

Manuel Benchico: Dijital Gerçekliğimizi Şekillendiren Sanatsal Simyacı

Hennef/Bonn'daki Rhein-Sieg Sanat Akademisi'nin kutsal salonlarında Manuel Benchico, ifade sınırlarını yeniden tanımlayacak bir sanatsal keşif yolculuğuna çıktı. Akademik yolculuğu, yaratıcılığın sınırlarını zorlayacak bir kariyer için sahneyi hazırlayan sanat ve tasarıma dair derin bir keşifle başladı.

Bir Maverick'in Doğuşu Benchico'nun yaratıcı simyası ilk kez ilk yarıyılda şekillendi. Burada, kaligrafi ve dijital medyanın sinerjisi ilk eserlerini doğurdu ve onun ayırt edici özelliği haline gelecek yenilikçi ruha işaret etti. Canlı Köln/Bonn sanat sahnesindeki erken sergiler, sanat dünyasında yeni bir sesin ortaya çıkışına tanıklık etti.

Çok Yönlü Bir Maestro Benchico'nun sanatçılığı sınır tanımıyor. Doymak bilmez merakı onu sayısız sanatsal formu keşfetmeye çağırıyor, bu özellik günümüzde de çalışmalarını etkilemeye devam ediyor. Deney yapmanın, farklı teknikleri birleştirerek yeni yaratımlar yaratmanın verdiği keyif, sanatsal kimliğinin temel taşıdır.


Çarpık Gerçekleri Açığa Çıkarmak Benchico'nun yaratımlarında, çılgın, teknoloji odaklı dünyamızda insanlığın çarpıcı bir yansımasıyla karşı karşıya kalıyoruz. Özneleri çarpıtılmış ve deforme olmuş olarak ortaya çıkıyor, dijital çağla boğuşan bireyler için güçlü bir metafor. Burada, insan yeni bir dünyanın matrisinde bir "aksaklık" olarak var oluyor, toplumumuzu yeniden şekillendiren ve insan doğasının özünü kökten değiştiren bir dünya.


Temaların Kalbine Bir Yolculuk Benchico'nun eserleri mitoloji, din ve toplumsal yorumun derinliklerine dalıyor. Neo-ekspresyonist bir fırçayla insan deneyiminin canlı bir tablosunu çiziyor, derin ve gizemli olana ışık tutuyor. Eserleri salt estetiğin ötesine geçiyor; ortak anlatımızın özüne iniyor.


Manuel Benchico, sanatın görkemli dokusunda, vizyon sahibi, insan varoluşunun evrimleşen hatlarını durmaksızın araştıran bir sanatçı olarak ortaya çıkıyor. Tuvali, dijital çağımızın çalkantılı manzaralarına açılan bir kapıdır ve bizi varlığımızın özünü sorgulamaya, düşünmeye ve yeniden hayal etmeye davet eder.

Güneş Çağlarcan: Duyuları Birleştirmek - Boya Fırçasının Piyanoyla Buluştuğu Yer

İstanbul'un hareketli kültürel kalbinde, derin disiplinlerarası bir yeteneğe sahip bir sanatçı olan Güneş Çağlarcan, geleneksel sanatsal sınırları aşan bir duyusal keşif gobleni örüyor. Ressam ve piyanist olan Çağlarcan, görsel ve işitsel sanatın kesiştiği noktada yer alıyor ve algı, insan ilişkileri ve müziğin uhrevi alemleri arasındaki çizgileri ustalıkla bulanıklaştırıyor.


Yaratıcı Çabaların Senfonisi Güneş Çağlarcan'ın sanatsal yolculuğu, farklı yeteneklerin bir senfonisi, insan deneyimini fırça darbeleriyle kutlamak...

castival hotel arts

...ve piyano tuşları. Çok disiplinli bir ressam olarak, algı ve insan ilişkilerinin karmaşık ağına dalıyor. Tuvali, zihnin bir tuvali haline geliyor ve en içteki düşüncelerimizin ve yansımalarımızın derinliklerini araştırıyor.


Zihin ve Kalbin Dansı Caglarcan'ın sanatsal odağı, zihin ve kalp arasındaki simbiyotik ilişkinin hem bireysel varlıklar hem de algımızı şekillendiren işbirlikçi güçler olarak derinlemesine bir keşfidir. Çalışmaları, nesneleri ve geçmiş deneyimleri birbirine bağlayan bağları ortaya çıkarmak için insan algısını manipüle eden bir yolculuk olan psiko-görsellerin büyüleyici bir çalışmasıdır. Caglarcan için algı, yalnızca pasif bir gözlemci değil, aynı zamanda kompozisyonun aktif bir öğesi, beyni karmaşık bulmacalarını çözmeye çağıran bir kod çözücüdür.


Kontrast İçindeki Uyum Hem piyanist hem de ressam olan Güneş Çağlarcan, müzik ve görseller arasındaki uyumlu etkileşimi ustalıkla düzenler. Bu sanat formlarını, yaratımlarına hayat veren biçimsel bir yapıya yükseltir. Besteciler ve icracılarla iş birliği yaparak sergileri ve enstalasyonları, ruhu büyüleyen ses ve görüntünün bir füzyonu olan sürükleyici duyusal deneyimlere dönüşür.


Yükselen Bir Sanatsal Öncü Çağlarcan'ın sanat dünyasındaki yükselişi meteorik oldu. Son iki yıldır, çığır açan "Shadows Collection" ile ilgi odağı haline gelen yükselen bir yıldız olarak dikkat çekti. Portföyü, çok sayıda sergiye katılımın yanı sıra son derece kişisel sergilerin açılışını da içeriyor.


Süregelen Yolculuk İstanbul Üniversitesi Konservatuvarı ve Associated Board of Royal Schools of Music'ten piyano alanında akademik bir temele ve bir MBA derecesine sahip olan Güneş Çağlarcan, çalışmalarına benzersiz bir disiplin ve yaratıcı coşku karışımı getiriyor. Şu anda hem İstanbul hem de Los Angeles'ta yaşayan sanatçının sanatsal yolculuğu, kardeşiyle iş birliği yaparak hazırladığı ve Shadows Koleksiyonu'nun sanat eserlerine yeni bir hayat veren büyüleyici bir ses ve görsel enstalasyon olan "Shadows Experience" projesiyle devam ediyor.


Sanat dünyasında, Güneş Çağlarcan, dünya çapındaki izleyicilerle yankı uyandıran bir algı, duygu ve yaratıcılık senfonisini orkestralayan usta bir şeftir. Tuvali, boya fırçasının piyanoyla buluştuğu ve duyular için büyüleyici bir melodi yarattığı görsel ve işitsel arasındaki derin etkileşimin bir kanıtıdır.

Melis Arslan: Antik Anadolu Hazinelerini Sanata Dönüştürüyor

Canlı İstanbul şehrinde, yetenekli bir heykeltıraş ve ressam olan Melis Arslan, büyüleyici yaratımlarıyla antik Anadolu medeniyetlerinin yankılarına hayat veriyor. İstanbul'da doğan ve saygın Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde Heykel Bölümü'nde eğitim gören Melis, sanatsal ilhamın ve kültürel yansımanın bir işaretidir.


Tarih Kuyusundan Çizim Melis Arslan'ın sanatsal yolculuğu, uzun zamandır onları büyüleyen antik Anadolu medeniyetlerinin tutkulu bir keşfidir. Tarih kuyusundan çizim yaparak, anavatanlarının zengin mirasına saygı gösteren karmaşık anlatılar örüyorlar. Sanatları, dini figürlerin ve ritüellerin mistik cazibesiyle iç içe geçmiş, kültürel süsleme ve desenlerin bir tuvalidir.

Koleksiyonlarda Saygın Bir Varlık Melis'in sanatının etkisi İstanbul sınırlarının çok ötesine uzanıyor. Dikkat çekici sanat eserlerinden biri, Kore'deki bir müzenin koleksiyonunda değerli bir yer buldu ve bu, eserlerinin evrensel çekiciliğinin bir kanıtı. Hem yurtiçinde hem de yurtdışında sergilere aktif olarak katılmaya devam ediyorlar ve vizyonlarını küresel bir izleyici kitlesiyle paylaşıyorlar.


Konya Mevlana Rumi'den Bilgelik Sözleri Melis Arslan'ın sanatı, Konya Mevlana Rumi'nin zamansız sözleriyle sıklıkla derinlik ve yankı bulur. Bu derin dizeler, yaratımlarına manevi bir boyut aşılayarak izleyicileri varoluşun özünü düşünmeye davet eder.


Antik Anadolu'ya Bir Bakış Melis, 'KARATAY' başlıklı son sanat serilerinde, Kubadabat sarayı çinilerinde ölümsüzleştirilen büyüleyici kadın figürlerini araştırıyor. Suluboya ve guaj boyaların ustaca bir karışımıyla, genellikle 300 gsm olan yüksek kaliteli sanat kağıdına elle çizilmiş dijital baskılar yapıyorlar. Öte yandan, tuval resimleri, büyük tuvaller üzerindeki akriliklerin canlı fırça darbeleriyle canlanıyor.

Giuseppe De Martino “Amed”: Görsel Simya ile Anlatılar Oluşturmak

1992 doğumlu Giuseppe De Martino, "Amed" olarak da bilinir, tuvalleri geleneksel sınırları aşan vizyon sahibi bir sanatçıdır. Napoli Güzel Sanatlar Akademisi'nden Görsel Sanatlar ve Dekorasyon alanında lisans derecesi alan Amed'in sanatçılığı, resim, duvar resmi, çizim ve illüstrasyon alanlarını aşarak kendine özgü bir yol çizer.

castival hotel artists

Eklektisizmin Zanaatkarı Amed'in sanatsal pratiği, sınırsız yaratıcılığının bir kanıtıdır. Çeşitli medyalarda korkusuzca gezinir, hayal gücüyle yaptığı heykeller için ham kil haline gelen heterojen malzemelerden oluşan bir goblen toplar. Ustaca manipülasyonla, bu malzemelere hayat verir, kültürel tarih, kişisel anılar, edebi referanslar ve yerel hikayeler arasındaki çizgileri bulanıklaştıran imgeler ve vizyonlar doğurur.


Mekana Özgü Bir Vizyoner Mekana özgü bir ethos tarafından yönlendirilen Amed'in sanatı, çevresinin kalbine bir yolculuktur. İçinde bulundukları alanın özüyle yankılanan anlatılar yaratır. Yaratımları, sanat ve çevre arasındaki simbiyotik ilişkinin yaşayan bir kanıtı haline gelir.


Anıtsal İfadeler Amed, 2016'dan beri anıtsal duvar resimleriyle sanatsal manzarada silinmez bir iz bıraktı. Bu büyüleyici kreasyonlar hem kamusal hem de özel kurumları süsledi ve süsledikleri yerlerin görsel dokusunu zenginleştirdi.


Giuseppe De Martino veya "Amed", görsel hikaye anlatıcılığının bir simyacısıdır. Tuvali bir alemdir.

Prakorin: Görünmeyenden Doğan, Dünya Sahnesine Mahkûm Sanat

PRAKORIN'in gizemli dünyasında ilhamın sınırı yoktur. Hiç kimsenin yaratımlarında ilham bulan bir sanatçı olan bu isimsiz vizyoner, sanatçılığın özüne meydan okur. PRAKORIN aleminde kimlik önemsizdir; önemli olan sanatın kendisidir, isimsiz, yüzsüz ve keşfedilmemiş bir senfonidir.


Kökenin Sınırlarının Ötesinde Belirsizliğin kalbinden, PRAKORIN, sınırsız yaratıcı ruh tarafından yönlendirilen sanatsal bir güç olarak ortaya çıkar. Bilinen bir kökeni olmayan bu gizemli yaratıcının eseri, zaman ve mekanın kısıtlamalarını aşarak, dünyanın kutsal galerilerine ve bizi çevreleyen duvarlara yolunu bulur.

Sanatçıya İhtiyaç Duymayan Sanat PRAKORIN dünyasında sanat, tanınabilir bir yaratıcıya ihtiyaç duymadan kendi başına bir varlıktır. İzleyicileri, onu şekillendiren eli bilmenin yükü olmadan ihtişamına katılmaya çağırır. Burada sanat kendi adına konuşur ve bizi gizemlerine ve harikalarına dalmaya davet eder.


Hiçbir Yerden Her Yere Bir Yolculuk Hiçbir yerin derinliklerinden, PRAKORIN sanatın dönüştürücü gücüne bir tanıklık olarak ortaya çıkıyor. Geleneksel etiketlere meydan okuyan ve bilinenin sınırlarını aşan bir yolculuk. PRAKORIN'in sanatı sanatçıya değil, yaratıcı ifadenin saf özüne bir davettir.


PRAKORIN aleminde sanat, kökeni ne olursa olsun ruha hitap eden evrensel bir dildir. Sanatın kendisinin merkez sahneye çıktığı, bir isim veya kimliğe duyulan ihtiyacın ötesine geçtiği, insan hayal gücünün sınırsız olanaklarının bir kanıtıdır.

Begüm Yılmazer: Doku ve Rengin Sanatsal Simyacısı

1988 doğumlu ve Yalova'nın pitoresk kasabasından gelen Begüm Yılmazer, atölyesi dokular ve renklerin büyülü etkileşimiyle tuvale hayat veren bir sanatçıdır. Her vuruşta, sanatının dünyanızın duvarlarını süslemesi için sıcak bir davet uzatır.


Soyutlamanın Evrenselliği Bulduğu Yer Begüm için sanat, duyguların bir tuvali, soyutun elle tutulur biçimler aldığı bir alemdir. Yaratımları, her izleyicinin kendisinden bir parça keşfedebileceği ve sayısız duyguyu ortaya çıkarabileceği renklerin ve dokuların evrensel diline bir tanıklıktır. Bu fenomene "renklerle dokuların dansı" adını verir, sanatın uyandırabileceği sayısız duygunun neşeli bir kutlaması.

begüm yılmaz, castival hotel

Bir Aşk Senfonisi Begüm Yılmazer, ürettiği her parçaya zanaatına duyduğu derin ve kalıcı bir sevgi aşılar. Tuvalleri, işine döktüğü tutku ve özveriyle yankılanır. Her vuruş, sanat dünyasına olan bağlılığının bir beyanıdır ve her renk, yaratıcı ifadesinin senfonisindeki bir notadır. Begüm Yılmazer'in dünyasında sanat, biçim ve sınırları aşar.

Helia Kazemi "Khelia": Modern Alçı ve Kentsel Tasarımda Bir Aydınlık

Yaş: 31

Ülke: İran

Medeni Durumu: Bekar


Modern sıva ve kentsel tasarım alanında bir yıldız parlıyor - Helia Kazemi. İran'ın kültürel dokusuna derin bir saygı ve geleceğin şehirlerine dair vizyoner bir bakış açısıyla Helia, yörüngesi sınır tanımayan genç bir yetenek.

Bir Tutku Ateşlendi Helia'nın tasarım dünyasına yolculuğu, geleneksel alçı işçiliğinin inceliklerini araştırırken çok küçük yaşta başladı. Bu erken hayranlık, derin bir tutkuya, alçı sanatına duyulan bir aşk ilişkisine dönüştü. Her vuruşta, her kalıpta ve her yaratımda kendini tasarım dünyasına daha da derinlemesine çekilmiş buldu.


Geçmişi Şimdiyle Birleştirmek Helia Kazemi'yi farklı kılan şey, geleneğin bilgeliğini çağdaşın yeniliğiyle harmanlama konusundaki doğuştan gelen yeteneğidir. Modern sıva tekniklerindeki ustalığı, geleneksel tasarım estetiğinin zamansız cazibesiyle uyum içindedir. Sonuç? Hayat ve sanatla nefes alan benzersiz ve çağdaş iç mekanlar.


Dönüştürücü Şehirler İçin Bir Vizyon Ancak Helia'nın yetenekleri iç mekan tasarımının çok ötesine uzanıyor. O, ön saflarda yer alıyor.

Meliha Kesgin: Yaratıcı Bir Ruhun Tuvale Yansımaları

Meliha Kesgin, sanat dünyasında sanatçının ruhu ile yaratımları arasındaki derin bağın bir kanıtı olarak duruyor. Resimleri, bir anlamda, varlığının derinliklerini yansıtan bir ayna. Fırçasını kullandığında, ruhunu özgürleştiriyor, özgürce akmasına izin veriyor, içsel ilham perisinin kaprislerini ve fısıltılarını takip ediyor.


Spontaneliğin Senfonisi Meliha'nın sanatsal yolculuğu, spontanelik ve doğaçlamadan oluşur. Sanatını, sınırsız bir özgürlük duygusuyla keşfeder ve başyapıtlarını yaratmak için farklı teknikler kullanır. Her fırça darbesi, tuvalden canlı yaşam patlamaları gibi ortaya çıkan renklerin ve formların dansı olan bir serendipity'dir.


Yaşamın Tuvali: Modern, Renkli ve Eğlenceli Meliha Kesgin, kendi deneyimlerinin dokusundan ilham alarak modern, renkli ve neşeli sanat eserleri yaratıyor. Yaratımları, ruhunun canlılığıyla aşılanmış yaşam yolculuğunun izlerini taşıyor. Bunlar sadece resimler değil; benzersiz bakış açısının yaşayan ifadeleri.

meliha kesgin, castival hotel

Etkili Bir Kolaj Meliha, yaratıcı sürecinde doğanın kaynağından, bilim alemlerinden ve çağdaş dünyanın sürekli gelişen akımlarından yararlanıyor. Doğal dünyanın parçalarını, bilimsel harikaların kesitlerini ve güncel olayların anlık görüntülerini yakalayıp tuvaline işliyor. Bunlar sadece fırça darbeleri değil; varoluşun kaleydoskopuna açılan pencereler.


Kozmos Ortasında Bir Umut Portresi Meliha Kesgin'in Castival'deki çalışmaları, sanatına ek bir boyut olarak, uçsuz bucaksız kozmos içinde umut için insanın derin arayışını araştırıyor. Resimleri, insanlığın kozmik genişlikte anlam ve iyimserlik için amansız arayışının büyüleyici bir tasviri. Fırçasıyla izleyicileri evrenin gizemli güzelliği ve içindeki yerimiz üzerinde düşünmeye davet ediyor.


Meliha Kesgin'in sanatı, yaşamın bir kutlaması, ruhun tuval üzerinde özgür bırakıldığında ortaya çıkan güzelliğin bir kanıtıdır. Sanatseverleri, her vuruşun bir hikaye anlattığı ve her rengin bir duygu taşıdığı bir keşif yolculuğuna davet ediyor.

Barry Yeow'un 'Big Red Ninja'sı: Castival Hotel'de Asya Efsanesinin Tanıtımı

Singapurlu sanatçı Barry Yeow, son şaheseri "Big Red Ninja" ile Asya kültürünün canlı özünü hayata geçirdi. Bu büyüleyici sanat eseri Castival Hotel'i süslüyor ve Asya mirasının gizemini ve cazibesini dinamik bir şekilde yansıtıyor.


Gizemli Savaşçı: 'Büyük Kırmızı Ninja' "Büyük Kırmızı Ninja"da Yeow'un imza stili ve renk seçimleri canlanıyor ve izleyicileri canlı kırmızı giysili ninja savaşçılarının dünyasına sürüklüyor. Resimdeki her ayrıntı, Yeow'un olağanüstü yeteneğinin bir kanıtı olup, kalıcı bir izlenim bırakan bir sanat ve zanaatkarlık havası yaratıyor.

Asya Lezzetleri ve Kültürü: Castival Hotel'de 'Big Red Ninja' Castival Hotel'in Asya restoranı için özel olarak tasarlanan "Big Red Ninja", yemek deneyimine kültürel bir boyut katıyor. Konuklar Asya mutfağının enfes lezzetlerinin tadını çıkarırken, Asya mutfak geleneklerinin ardındaki zenginliğin ve anlatıların sanatsal bir tasviriyle de ağırlanıyorlar.


Ninja Sanatının Sırlarını Açığa Çıkarmak: 'Büyük Kırmızı Ninja' Yolculuğu Savaşçının kudretinin ötesinde, "Büyük Kırmızı Ninja" bir sanatçının zarafetini yansıtır. Barry Yeow'un şaheseri, izleyicileri Asya sanatı ve kültürünün büyüleyici dünyasında destansı bir yolculuğa davet ediyor, Asya'nın gizemli ve derin yönlerine açılan bir kapı. Castival Hotel, konuklarına yalnızca konforlu bir konaklama değil, aynı zamanda sanat ve kültürle dolu zenginleştirici bir deneyim sunmaya kendini adamıştır. Barry Yeow'un "Büyük Kırmızı Ninja"sı, bu bağlılığın bir kanıtı olarak sanat tutkunlarına ve Asya kültürünün güzelliğini keşfetmeye hevesli olanlara ilham veriyor. Castival Hotel'in konuklarına unutulmaz anılarla dolu konaklamalar sunmaya devam ettiğinin kanıtıdır. Sizi bu eşsiz şaheseri yakından görmeye ve Castival Hotel'de Asya'nın gizemli dünyasına bir yolculuğa çıkmaya davet ediyoruz.

Alessandro Casetti

Ressam ve müzisyen, 1981 yılında Forlì/Cesena ilindeki Bagno di Romagna'da doğdum. Sansepolcro Sanat Enstitüsü'nden mezun olduktan sonra bir yıl Floransa Güzel Sanatlar Akademisi'ne gittim. İlk sergim 2002'de Floransa'daki Mentana Sanat Galerisi'nde gerçekleşti.

Daha sonra becerilerimi geliştiren ve sürekli araştırmalar yoluyla figüratif sanatın uçsuz bucaksız dünyasına daha derinlemesine dalma isteğimi harekete geçiren çok sayıda resim tekniği denemeye başladım.

castival hotel

ÇOK YÖNLÜ SANAT USTALARI: GIUSEPPE ALDI

1962'de Lucca'da doğdu

1962'de Lucca'da doğan Giuseppe Aldi, şehrindeki A. Passaglia Sanat Enstitüsü'nden mezun oldu. Çeşitlilikçi bir sanatçı olan Aldi, resimden heykele, çizgi romandan fotoğrafa, müzikten şiire kadar çok çeşitli sanatsal ifadeler kullanıyor.


Sanatsal Sınırları Aşan Yaratıcı Bir Coşku

Aldi'nin yaratıcı coşkusu onu sürekli ileriye bakmaya, kendisi için çok dar olan belirli bir sanatsal eğilimin sınırlarını kırmaya iter. Resim, iç dünyasını dışsallaştırmanın bir aracı olarak hizmet eder, resimsel hareketin içgüdüsel doğasını geometrik yapının kompozisyonel titizliğiyle birleştirir. Dili, figüratifin soyut ve gayriresmi hale geldiği, ancak dairesel bir yolda figüratif olmaya geri döndüğü sürekli içgözlemsel araştırma tarafından yönlendirilir.


Sergiler ve Ödüller


Aldi çok sayıda doğaçlama, solo ve grup sergisi düzenledi. Üç yıl boyunca Mondadori Modern Sanat Kataloğu'nda yer aldı ve 2016 yılında Floransa'daki Palazzo Vecchio'daki Salone dei Cinquecento'da düzenlenen 31. Avrupa Ödülü "Lorenzo il Magnifico" sırasında Laurentian Collar ile ödüllendirildi.


Son Beş Yılın Önemli Noktaları


Birçok başarısının yanında son beş yılda elde ettiği başarılardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz:

2016 ve 2017 edisyonlarında Celle di Puccini - Lucca'daki "I luoghi di Puccini" Doğaçlama Yarışması'nda 1.lik

Doğaçlama Yarışması 2017 “Arco di Castruccio”da 1.lik, Montopoli Val d'Arno – Floransa

Ulusal Ödül “Il Ghibellino” 2017'de 1.lik - Empoli

“Acqua oro blu” 2018 Ulusal Ödülü'nde 1.lik - Prato

2018 Pietrasantarte Ulusal Ödülü'nde 1.lik - Pietrasanta - Lucca

 

Avrupa çapında sergiler

 

Son beş yılda Aldi, Milano, Cenova, Forli, Prato, Floransa, Perugia, Mantua, Belluno, Brescia, Arezzo, Pistoia, Piacenza, Venedik, Berlin ve Nice gibi çeşitli şehirlerde sergilendi.


SEDAT FIRAT: SOYUT EKSPRESYONİST


1981 doğumlu

 

1981 doğumlu Sedat Fırat, çocukluğundan beri akışkan boyaya ilgi duyuyor ve kendini sürekli resim yaparken buluyor. Sanatsal kendini keşfetme yolculuğu, Anadolu Üniversitesi'nde eğitimine başlamasıyla başladı.

 

Akışkan Boyaya Dönüş Yolculuğu

 

Başlangıçta mimarlık ve kalem çizimiyle ilgilenen Fırat, kısa süre sonra kendini ait olduğu yerde buldu: akışkan boyaya dalmış. Son 15 yıldır çeşitli kamu ve özel kurumlarda sergiler ve eğitim çalışmalarıyla profesyonel olarak ilgileniyor.

 


meliha kesgin, castival hotel

Sergiler ve Eğitim Çalışmaları

 

Fırat, Türkiye'de çok sayıda grup ve solo sergiye katıldı ve yurtdışında proje çalışmalarında yer aldı. Çalışmaları farklı disiplinleri, küratörlüğü ve adil eğitimi kapsıyor.

 

Soyut Ekspresyonizm ve Sanatsal Temalar

 

Kendini soyut bir dışavurumcu olarak tanımlayan Fırat'ın çalışmaları, görünürün ötesi, içsellik, ruhsal analiz ve renk yanılsaması gibi temalara odaklanır. Bu temel ayrımlar, sanatının temalarını yönlendirir.

 

Kişisel Yaşam

 

Sedat Fırat is married to Gökçe Fırat and has two daughters, Masal and Şair.



Share by: